Covid-19 sonrası turizm nasıl olacak?

Merhabalar,

Çok uzun bir zaman sonra tekrar yazmak için bir fırsat buldum. Aslında yoğunluğumdan değil yazmaya üşendiğimden dolayı pek yazmıyorum. Bu blogdaki yazılarımı kendim için yazıyorum. Bir nevi sevgili günlük misali. Arkadaşlarımla paylaşıp ne düşündüklerini soruyorum 🙂

Yıllar sonra geriye dönüp baktığımda Covid-19 ile aklımda kalacak en önemli cümle şu olacak ; “Bildiğiniz üzere Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip corona virüsü …” haberlerde, televizyonlarda, radyolarda, resmi yazışmalarda, sohbetlerin başlangıcında her yerde giriş cümlesi bu ve beyinlerimize bir travma olarak kazındı. Keşke bu yazıyı Ocak ayında yazsaydım. O zamanki öngörülerimi daha iyi okuyabilir olacaktım. 2019 yılında 2020 kontratlarını yaparken herhangi bir hayvan (kuş, domuz, inek harici) hasta olmaz ve son dakikada Antalya’da bir bombalama olmaz ise çok güzel bir 2020 geçireceğimize inandığımı söylüyordum ama yıllardan beri turizmin içinde biri olarak Türkiye’de hiç üst üste 3 harika yıl yaşadığımızı hatırlamadığımı söylüyordum. Bu yüzden ihtiyatlı olmakta fayda var diyordum. İhtiyattan kastım ise bir B planıydı. Yani ya işler kötü giderse planıydı. Açıkçası bu kadar kötü gideceğini ben bile tahmin etmemiştim.

Ocak ayında yeni tip corona virüsü haberleri geldiğinde canım sıkılmaya başlamıştı. 2002 yılında SARS’ı hatırlamıyordum ama 2012 yılındaki MERS’i hatırlıyordum. Nisan ayında olaylar tavan yaptığında Avrupalıların çoğu uçağa binmek istemedi. Rezervasyonlarını iptal etmişler ve kendi ülkelerinde tatil yapmışlardı. Temmuz’da ortalık sakinlemiş ve işler birazda olsa düzelmişti. Bu yüzden ben yine Nisan’da işlerin patlayacağını ve kısa sürede düzeleceğini tahmin ediyordum.

Fakat 16 Mart 2020 Pazartesi başlayan haber trafiği ile o hafta herkes kendini evde dolap düzenlerken ve eski eşyalarını ayıklarken buldu!? Ve bir anda eee şimdi ne olacak demeye başladık.

Bu yazımın ana amacı bundan sonrası için kendi tahminlerimi yazmak ve daha sonra hangileri gerçekleşti ve hangileri gerçekleşmedi kontrol etmek.

Herkes bazı veriler ve istatistikler doğrultusunda Covid-19 sonrası tahminlerini yapıyorlar. O kadar uçuk fikirler var ki turizm profesyonelleri olarak bazen kutunun dışından bakamıyoruz sanırım. Bir çok kişide krizi fırsata çevirerek marka bilinirliğini arttırdı.

İnsan davranışlarını, ekonomi ve psikoloji yönlendirir. Tatil ihtiyacı Maslow’un temel ihtiyaçlar piramidinde (yeni halinde de) bulunmamaktadır. O yüzden lütfen insanların hayat normale dönünce tatil diye otellere saldıracaklarını düşünmeyin. Evet hepimiz evlerimizde bunaldık ve bir an önce bu mahrumiyet psikolojisinden çıkmak istiyoruz. İnsanlar, yörüngesinden çıkan bir cismin tekrar yörüngesine dönmeye çalışması gibi eski normal alışkanlıklarına dönmek isteyecektir. Bugün insanların hala internet üzerinden bir şeyler satın alması buna işarettir. Ama Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre internet üzerinden yapılan alışveriş kategorisinde en büyük düşüşler tatil ürünlerinde oldu. Kabul etmemiz gereken en önemli gerçek evlerimizden dışarı çıktığımızda daha fakirleşmiş olacağız. Covid-19 öncesinde dahi Avrupa’da ve Dünya’da resesyon (ekonomik durgunluk) bekleniyordu ve varolan ekonomik sistemin en ufak bir sallantıda çökeceği sürekli dile getiriliyordu.

Evet evlerimizden çıktığımızda mutlaka bu psikolojiden çıkmak için bir tatil bir mekan değişikliği yapacağız ama bu 500 odalı 1000 yataklı kalabalık tesisler değil. Daha küçük ıssız yerlerde olacak. Örneğin Antalya’dakiler Adrasan, Olympos, Kaş, Kalkan gibi küçük yerlere gidecek. Parası yeten butik otelde kalacak yetmeyen de belki çadırında kalacak. Bu yerler talebi karşılayamaz diye düşünüyoruz ama böyle bu kadar yüksek talep olmayacaktır. Zaten havayolu taşımacılığı sadece kargo seviyesinde… Gelecekte en şanslı gördüğüm yerler küçük butik oteller ve küçük şirin ilçeler hatta Airbnb gibi ev kiralama modelleridir. Büyük resort otellerinde Villa ve Bungalow odalarıdır. Evet bu psikolojiden çıkmak isteyen insan koruyucu bir banko arkasında duran maskeli bir resepsiyoniste temazsızda olsa check/in yaptırmak istemeyecektir. Otelleri hastane ortamına çevirip insanların bu psikolojiden çıkmasını sağlayamazsınız. Aynı yatakta yatan bir çifti sahilde veya havuzda 1,5 mt aralıklı şezlongta yatıramazsınız. Sertifikasyonlarla kimseyi ikna edemezsiniz. Siz böyle bir ortamda bu psikolojiden çıkabilir misiniz? Size sürekli bulaşıcı hastalık mesajı veriliyor?

Neden Yeni Normalleşme var? Çünkü şu anda hastalığın tedavisini bulamadığımız için hala riskimiz var. Normalleşmek zorundayız çünkü hiçbir ülke sonsuza kadar para basıp evdeki vatandaşını veya çalışmayan fabrikayı destekleyemez. Bir şekilde çarkların dönmesi lazım. Fakat bu çarklar dönerken kontrol altına aldığımıza inandığımız salgının artmasına da izin veremeyiz. Evet evden çıkınca bu salgının artmaması için hiçbir neden yok. Bu nedenle bütün ülkeler 2nci dalgaya hazırlanıyorlar. Çünkü ekonomik çöküş 2nci dalgada gerçekleşecek. 

Sınırlar açılınca yurtdışındaki misafirler uçaklara koşmayacaklar. Belki gelirleri düşmüş olacak belki de işsiz kalmış olacaklar. Uçak biletleri ise sınırlı yolcu nedeniyle daha maliyetli olacak. Bunun böyle olmayacağına sadece ben değil Warren Buffet’ta inanmıyor. 73,5 Milyar dolarlık serveti olan Amerikalı Hisse Senedi milyarderi yatırımcı bile elindeki bütün Havayolu Hisselerini sattı. Warren Buffet’ın inanmadığına bende inanmıyorum. Bu arada kendisi havacılığın yerini yeni teknolojilerin alacağını söylüyor.

Covid-19 sonrası otellerin çoğu ayakta kalamayacak. Beklenen talep olmayacak. Gelmek isteyenler uçak bulamayacaklar. Almanya, Hollanda ve İtalya (benim bildiklerim) vatandaşlarına tatil parası veriyor. Tatilinizi ülkenizde yapın ki kendi turizm şirketlerimiz ayakta kalsın ve bir şekilde ayakta durmaya devam etsinler diyor. Avrupalı turist evinden çıktığında cebinde tatil parası olacak ama bunu kendi ülkesinde kullanacak.

İnsan psikolojisi için en tehlikeli şey belirsizliktir. Çünkü savaşacak bir düşmanınız varsa beyniniz bir çözüm bulmak için mücadele eder. Şu an yaşadığımız belirsizlik bizi her gün öldürüyor. Hepimiz 1 Haziran’da hayatın normalleşeceğine inanmak istiyoruz.

Son olarak umarım bir an önce tedavi Dünya’daki her bir eczaneye varacak kadar yaygınlaşır ve yeni ekonomik sistem içerisinde normal hayatlarımıza döneriz.

Sağlıcakla kalın. (04/5/2020)

About Altintren

Use your brain!
Bu yazı Profesyonellere Turizm içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın